-Işığı görüyor musun? -Şu kaybolmayan ışığı mı? -Evet!.. Tıpkı kalbimdeki sen gibi... -O ışık gibi ben de kalbinden hiç kaybolmayacak mıyım?!.. -?!.. Gözlerinden yaşlar döküldü... O sırada deniz, dolunayın kendisini çektiğini bilememişti. Nasıl bilebilirdi ki?..." Delikanlı, sonbahar serinliğini savuran sıcak bir tebessümle bütün gece yüzüne bakmış, kah gözlerindeki letafet buğusuna hayran; kah yanaklarındaki nezahet etkisiyle giryan, adını tekrarlayıp durmuştu: -Nakşıgül; hazinem, definem... Nakşıgül; servetim, varlığım... Nakşıgül; hayalim, rüyamın tabiri... Nakşıgül..." Katre-i Matem'den tadımlık... İskender Pala
 
arza hacet yok...halim sana ayandır..söze gerek yok susuşum sana kelamdır..dile gerek yok sesizliğim sana beyandır..
SİTEMİ ÇOK BEGENİYORUM.SİZDE BEGENMİŞİNİZDİR?İ?NŞ...  
  iyilik etmek iyiliğe iyilik etmektir; iyilik eden iyilikten daha iyi bir iyiliktir.
  İBRETLİK BİR YAŞANMIŞ HİKAYE DAHA
  ZİYARETÇİ DEFTERİM.MÜHÜRLÜ KADERİM
  SEVMEK ÖLMEKLE BAŞLAR?:3
  HaYaTa DAiR
  HİÇ HAYALLERİNİZDEN SIFIR ALDINIZ MI?
  UMUDUN olsun yeter
  KÜLÜN İÇİNDE SAKLI ATEŞ
  ANNECİGİM???????GEL GÖR BENİ....
  GEL GÖR BENİ?
  ÖNCE YALNIZLIGIM VARDI
  UMUDUN GÖLGESİDİR*
  SIR DÜGÜMLÜ AHIMDA
  ÇANAKKALE İÇİNDE VURDULAR BENİ*
  SONSUZLUGA YOLCULUK
  SIZISIZ YASIYORUZ*???????
  KURBAN OLUN!
  Eğer Yolunuz Birgün Üniversiteye Düşerse.........
  BEN BAŞÖRTÜLÜ BİR KIZIM
  Tıpta Gül Keşfi !///Japonlar Neden Seni Seviyorum Demez?sizce bir düşünün?
  Bir Hayat Kayar Ellerimizden!!! Yağmur Yüklü Bulut Gibi Olmak
  yüreğim yine gitme zamanı////HAYAT ZOR!
  SAYIN KOPYA İLE MİNİ RÖPORTAJ
  TÜRKÜLERİN DİLİNDEN......
  ŞEHİTLERİMİZ İÇİN DÜZENLENE BİR SAYFA
  SENAİ DEMİRCİ VİDEO KLİPLERRR
  KARDEŞ SİTELER :)))
" Sen bu libas değilsin: Bil ki oldu rûha ten gûyâ libâs Bî-libâs ol lâbisi kıl iltibâs "
iyilik etmek iyiliğe iyilik etmektir; iyilik eden iyilikten daha iyi bir iyiliktir.

 
İlahiler ve Ezgiler ( Nur Alemi )
  htHTTP://ASİ71.TR.GG/ 


 kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidâyete ermiş kimselerdir." 22.) "Bana ne olmuş ki, beni yaratana ibâdet etmeyecekmisim! Halbuki, hepiniz O'na döndürüleceksiniz." 23.) "O'ndan başka tanrılar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların (putların) şefâati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar." 24.) "İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum." 25.) "Şüphesiz ben, Rabbinize inandım, beni dinleyin." 26.) Ona: Cennete gir" denilince. "Keşke, dedi, kavmim bilseydi!" 27.) "Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını !" 28.) Biz ondan sonra, onun milletini helâk etmek için üzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik. 29.) (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler. 30.) Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygamber gelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar. 31.) Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler. 32.) Elbette onların hepsi (kıyâmet gününde) karşımızda hazır bulunacaklar. 33.) (Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler. 34.) Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık. 35.) Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâla şükretmeyecekler mi? 36.) Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim. 37.) Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler. 38.) Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ın takdiridir. 39.) Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tâyin ettik. Nihâyet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner. 40.) Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler. 41.) Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir ibrettir. 42.) Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık. 43.) Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar. 44.) Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandırmamız müstesnadır. 45.) Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar). 46.) Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir. 47.) Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler mü'minlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz. 48.) Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler. 49.) Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar. 50.) İşte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler. 51.) Nihâyet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler. 52.) (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân'ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler. 53.) Olan müthiş bir sesten ibârettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazır bulunurlar. 54.) O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız. 55.) O gün cennetlikler, gerçekten nîmetler içinde sefâ sürerler. 56.) Onlar ve eşleri gölgeler altiıda tahtlara kurulurlar. 57.) Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir. 58.) Onlara merhametli Rabb'in söylediği selam vardır. 59.) "Ayrılın bir tarafa bugün, ey günahkârlar!" 60.) "Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır" demedim mi? 61.) "Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur" demedim mi? 62.) Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz? 63.) İşte, bu size vâdedilen cehennemdir. 64.) İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin! 65.) O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şâhitlik eder. 66.) Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi? 67.) Eğer dilesek oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi ne de geri gelmeye! 68.) Kime uzun ömür verirsek biz onun gelişmesini tersine çeviririz. Hiç düşünmüyorlar mı? 69.) Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. 70.) Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezâyı hak etsinler diye. 71.) Görmüyorlar mi ki, biz kudretimizin eseri olmak üzere onlar için birçok hayvan yarattık. Bu sayede onlar bunlara sahip olmuşlardır. 72.) Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler. 73.) Bu hayvanlarda onlar için nice faydalar ve içilecek sütler vardır. Hâla şükretmezler mi? 74.) Onlar, yardım göreceklerini umarak Allah'tan başka ilâhlar edindiler. 75.) Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerlerdir. 76.) (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz. 77.) İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş. 78.) Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor. 79.) De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gâyet iyi bilir. 80.) Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz. 81.) Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kâdir değil midir? Evet! Elbette kâdirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır. 82.) Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibârettir. Hemen oluverir. 83.) Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şânı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.


İnsanı en güzel anlatan kelimelerden biridir, «yolcu».

O, ruhlar âleminden, kālû belâdan yola çıktı, hâlâ yürüyor.

Dur-durak bilmeden, coşkun bir ırmak misali akıp gidiyor. Kim bilir hangi güzergâhlardan geçiyor, hangi taşlara başını vuruyor, hangi koylara, kuytulara uğruyor, nerelerden kıvrılarak akıyor?
Necip Fazıl, bu yolculuğu ne güzel tasvir eder:
İnsan bu su misâli kıvrım kıvrım akar ya,
Bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan hep basamak basamak,
B
enimse alın yazım yokuşlarda susamak.

İnsanlığa bir yol gösterici, bir nûrânî kılavuz olarak indirilen Kur’ân-ı Kerîm, insanın yol güzergâhını şu çizgilerle gösterir:

"Bir zamanlar insan; hiçbir şey değil iken üzerinden uzun devirler geldi geçti."
 
(İnsan 76/1)

Sonra bir vakit, ruh hâlinde var edildi, ademden çıkıp Âdem oldu, Allâh’ın huzurunda durdu, O’nun Rabliğini ikrar etti. Ulvî âlemlerin varlığına şâhit oldu.
 (A’raf 7/172)
Sonra kendisi gibi milyarlarca ruh ile vazifesini bekleyen askerler gibi bekledi imtihan saatini.

Bir zaman sonra dünya evinin kapısından girdi, ana rahmine misafir oldu: Bir damla atılmış su, bir nutfe idi. Önce rahme yapıştı, asıldı kaldı. Bir çiğnem et parçasına dönüştü. Belli belirsizdi. Hoşa giden bir görünümü yoktu. O ete kemikler giydirildi, kemiklere et sarıldı. Mükemmel ve en güzel bir varlık olarak dünyayı şereflendirdi. En güzel yaratıcı olan Allah, ne yücedir, ne mübarektir.
(Mü’minûn 18/12-14)

Bir sesi yerde, bir sesi gökte yere düştü. Ağlıyordu. Hangi ulvî âlemlerden ayrılmış, kopmuş, hangi süflî âlemlere inmişti. İçli içli, yanık yanık ağlıyordu. Annesinin sıcacık göğsünde, ilâhî merhametin nâzenin ikramını yudumlayarak sükûn buldu.

Bu kez başka bir yolculuk başladı.

Kalp çalışıyor, göz kıpırdıyor, el ayak oynuyor, yolcu yoluna devam ediyordu. Bebeklik, emekleme, kekeleme, yürüme, konuşma…
 Çocukluk, gençlik, olgunluk… Her kademe yolculuğun mühim birer safhasını teşkil ediyordu.

Aklı başına gelince karşısına iki yol çıkacak; iki yoldan birisini seçip onda yürüyecek. Ya kulluğunun şuurunda bir şâkir olacak, Rabbine şükredecek. Veya nankör olup çıkacak.
(İnsan 76/3)

Gerçeği görmek için gözler, onu duymak için kulaklar, hakkı konuşmak için dil ikram edilen insan iki caddeden birinde ilerleyecek. Ya sarp yokuşu aşacak veya yokuşun dibinde kalakalacak.
(Beled 90/8-20)

Otuz yaşı, kırk yaşı, elli yaşı ve ihtiyarlık başlıyor. Ömrü uzun olanlara erzel-i ömür geliyor. İnsan tekrar başa dönüyor. Âzâlar güç ve kuvvetten düşüyor. Ölüm yaklaşıyor. Yolculuk nereye?
 (Yasin 36/68)

Ölümle iş bitiyor mu sandınız? Hayır, ölüm sonsuz bir yolculuğun sonu değil başlangıcıdır. Kabir, mahşer, cennet veya cehennem… Hazırlığınız var mı? Bu sebeple Rabbimiz soruyor: “Nereye gidiyorsunuz?”
 (Tekvir 81/26)

İbn-i Ömer -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor: Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- benim iki omuzumu tuttu ve: “Dünyada sanki bir garip veya bir yolcu gibi ol.” buyurdu. İbn-i Ömer şöyle derdi:

“Akşama ulaştığında sabahı gözetme, sabaha kavuştuğunda da akşamı bekleme. Sağlıklı anlarında hastalık zamanın için, hayatın boyunca da ölümün için tedbir al.”
(Buhârî, Rikak, 3)

Filibeli Ahmed Hilmi Efendi insanın bu yolculuğunu ve hayat macerasını ne güzel dile getirir:

Yâ Rab! Hayatta nedir bu lezzet?
Hayata rapteden bu garip kuvvet?
Hayat ki bî-bekā, pür derd ü keder,
Yine emel o; nedir bu hikmet?
Bir an bırakmaz insanı rahat,
Bin türlü âlâm derd-i maîşet.
Çocukluğunda ağlar beşikte,
Feryatla geçer o vakt-i ismet.
Civanlığında bin türlü âmâl,
Şeyhûhetinde bin tü
rlü mihnet.
Vakt-i ecelde mâzi, bir an.
Bir an için mi bunca sefâlet?
Hâtifî bir ses verdi cevâbı,
Dedi: Hayatta bu zevk u kıymet,
Ākiller için seyr-i bedâyi‘,
Câhiller için yemekle şehvet.
Ne mutlu yolcu olduğunun farkında olanlara!
Ne mutlu nereye doğru yol aldığını bilenlere!
Ne mutlu akıllı olup güzellikleri seyredebilenlere!

Ne mutlu yüce Allâh’ın: «Nereye?» sualine:
«Sana geliyorum, dönüşüm ancak Sanadır!» cevabını verebilenlere!




    Alıntı...


                     
                                  
         

iyilik etmek iyiliğe iyilik etmektir; iyilik eden iyilikten daha iyi bir iyiliktir.

HÜMEYRA ÖZDEMİR'den
(http://www.iyilikler.net sitemizin açılışı üzerine bir iyilik manifestosu)

Bir sorunun cevabıdır iyilik.
Öylesine ağızdan çıkıveren bir sorunun.
Bir hal hatır merakının cevabıdır.
Bana yapılan iyilikler benim verdiğim yanıtlarda beliriveriyor. Ben iyiyim diyorum
ya iyilik yapanı sormak gereksiz. Çünkü ben iyiyim diyebiliyorsam, dedirten; kendimi
iyi diye biliyorsam bana iyiliği bildiren, iyiliği veren sonsuz iyilik sahibidir.
Eğer iyi insanlarla karşılaşıyorsam,
İyi insanlarla birlikteysem,
Biri için iyi diye biliyorsam,
İyi olmaya çalışıyorsam
İyi diye biliniyorsam,
Bana en büyük iyiliği yapan O'dur.
İyilikleri kötülüklerden ayrı tutabiliyorsam yine bir iyilik neticesindendir. Bana
ayırt etme yeteneği veren O'dur.
O'nun ihsanı öyledir ki kendisiyle beraber olmanın da anahtarını vermiştir.
"O sakınan ve daima iyilik yapan kimselerle beraberdir." (Nahl 128)
Bir de beraberliğe ulaşmam zor olmasın diye hayırsızdan hayırlıya geçişimi hicret
eylemiş, pişmanlıklarıma tövbeyi ve ardından affolunmayı müjdelemiştir.
O ki benim kötü bildiklerimi bile benim iyiliğim için vermiştir.
Ve.
Bugün bana sorulan "nasılsın?" sorusunun anlamı daha farklı. Çünkü halimi soranlara,
beni hatırlatıp da benim isminin önüne iyi sıfatını konduracağım kişilerin vefasını
kalplere yerleştiren O?ndan başkası değildir.
Benim yanıtımda bana yapılan bu kadar iyiliğe karşı bir nevi minnet borcu.
"İyiyim, çok şükür"
İyi oldurana, dilime iyi kelimesini dolayana binlerce şükür.
Sorunun başka türlüsü de bir gün benim dışımda herkese sorulacak.
O zaman bir kelime daha eklenecek soruya? Aynı zamanda zaman kipi değişecek sorunun.
Yeni soru "nasıl bilirdiniz?" olacak.
Sorunun muhatabı olamayacağım.
Cevabın sahibi hatta şahidi bile olamayacağım.
Geçmişte kalacağımın, bu cevaptan sonra artık hiçbir cümlenin öznesi olamayacağımın
ilk kanıtı, ilk belirtisi bu soru.
İyi bilinenlerden olmak duasıyla.

AMİN

 

  •  
 

KURAN-I KERİM'DEKİ DUALAR-1 BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM "Asr"a yemin olsun kı; insanlar hüsrandadır. Ancak, iman edenler, salih amel işleyenler ve birbirlerine Hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna!" (Asr Suresi) "Ey Rabbimiz bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan yüzümüzü ağartacak nesiller ver. Bizi muttakilere önder olanlardan eyle!" "Rabbimiz bize dünyada ve ahirette iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru!" "Rabbimiz günahlarımızı bağışla, unuttuklarımızı ört ve bize iyilerle beraber ölmeyi nasib et!" "Rabbimiz bize Rasullerine vadettiklerini ver ve kıyamet günü kovulanlardan eyleme! Sen sözünden asla caymazsın!" "Rabbimiz biz nefislerimize zulmettik, eğer sen bize acımazsan ve bize merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz!" "Rabbimiz bizi zalimlerden eyleme!" "Rabbimiz bizimle kavmimizin arasını Hak ile aç, sen fatihlerin en hayırlısısın!" "Rabbimiz üstümüze sabır yağdır ve canımızı müslüman olarak al!" "Rabbimiz sen gizlediklerimizi de açıkladıklarımızıda bilirsin. Yeryüzünde ve gökyüzünde Allaha gizli olan birşey yoktur!"KURAN-I KERİM'DEKİ DUALAR-2 "Rabbimiz bize kendi katından bir rahmet ve davamızda zafer ver!" "Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı (davanda) sabit kıl, kafirlere karşı bize yardım et!" Rabbimiz sen rahmetinle ve ilminle herşeyi kuşattın, tevbe ederek senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azabından koru!" "Rabbimiz onları ve babalarından eşlerinden ve çocuklarından salih olanları vadettiğin Adn cennetine koy, muhakkak sen aziz ve hakimsin!" "Rabbimiz bizden azabı uzaklaştır, biz müminiz!" "Rabbimiz bizi ve imanda bizden önce olan kardeşlerimizi bağışla, iman edenlere karşı kalbizmizde en ufak bir kin bırakma, Rabbimiz sen raufsun rahimsin!" "Rabbimiz sana tevekkül ettik, sana yöneldik ve dönüşümüzde sanadır!" "Rabbimiz nurumuzu tamamla ve bizi bağışla, sen her şeye kadirsin!" "Rabbimiz unuttuklarımızdan ve hatalarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma!" "Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yükler bize yükleme!" "Rabbimiz gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükleme, bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et, sen mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et!" "Rabbimiz hidayete erdikten sonra kalblerimizi kaydırma, bize kendı katından bir rahmet ver, sen Vehhabsın!" "Rabbimiz günahlarımızı ve israfşarımızı bağışla, ayaklarımızı (davanda) sabit kıl, kafirlere karşı bize yardım et!" "Rabbimiz sen kimi ateşe koyduysan o mahvolmuştur, zalimlerin yardımcısı yoktur!" "Rabbimiz biz "Rabbinize iman edin" diye çağıran bir davetçiye uyduk ve iman ettik!" KURAN-I KERİM'DEKİ DUALAR-3 Fatiha Suresi Merhametli, şevkatli Allah'ın adıyla Övgü alemlerin (varlıkların dünyalarının) Efendisi olan Allah'adır. Merhametlidir,şefkatlidir. Din gününün Hükmedenidir Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım isteriz. Bizi dosdoğru yola ilet Nimet verdiklerinin yoluna. Öfkeye uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. Bakara Suresi 32. Ayet Dediler ki : "Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Gerçekten sen, herşeyi bilensin, bilgesin". Bakara Suresi 127. ve 128. Ayetler İbrahim, İsmail'le birlikte Evin duvarlarını yükseldiğinde: "Efendimiz bizden kabul et. Gerçekten, Sen işiten ve bilensin"; "Efendimiz, İkimizi Sana teslim olanlardan yap ve soyumuzdan da Sana teslim olan bir topluluk oluştur. Bize ibadet yöntemlerimizi göster ve tövbelerimizi kabul et. Gerçekten Sen tövbeleri kabul edensin, şefkatlisin. Bakara Suresi 201. Ayet Onlardan kimi de "Efendimiz bize dünyada, gülellik ver, ahirette de güzellik ver. Bizi ateş azabından koru." der. Bakara Suresi 250. Ayet Calut ve ordusuyla karşılaştıklarında, dediler ki:"Efendimiz üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve inkarcı topluma karşı bize yardım et." Bakara Suresi 255. Ayet Allah'tan başka Tanrı yoktur. O, canlıdır, kudretin kaynağıdır. O kendinden geçmez ve O'nu uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında yardımda bulunacak kimdir? O, önlerindeki ve arkalarındakini bilir. İstediği kadarının dışında O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayamazlar. O'nun tahtı gökleri ve yeri kuşatmıştır. Onların korunması O'na zor gelmez. O yücedir, uludur. Bakara Suresi 285. ve 286. Ayetler Elçi Efendisinden kendisine indirilene inandı, inananlarda. Hepsi Allah'a, Meleklerine, Kitaplara ve Elçilere inandı. "O'nun Elçilerinin hiçbirinin arasında ayırım yapmayız. İşittik ve itaat ettik. Efendimiz bağışlamanı dileriz; dönüş yalnız Sana'dır" dediler. Allah hiçbir benliğe güç yetiremeyeceğinden fazlasını yüklemez. Herkesin kendi işledikleri lehine, kendi işledikleri aleyhinedir. Efendimiz eğer unutur yada yanılırsak, bizi sorumlu tutma. Efendimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Efendimiz, bize, gücümüzün yetmediği şeyleri de yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen bizim dostumuzsun, inkarcılar toplumuna karşı bize yardım et. Al-i İmran Suresi 8. ve 9. Ayetler "Efendimiz, bizi doğruya ilettikten sonra, kalplerimizi eğriltme ve katından bize bir rahmet bağışla. Gerçekten sen bağışta bulunansın.." "Efendimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde gerçekten Sen insanları toplayacaksın." Gerçekten Allah vaadinden dönmez. Al-i İmran Suresi 16. Ayet "Efendimiz, gerçekten Sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi." Al-i İmran Suresi 26. ve 27. Ayetler De ki: "Ey hükümdarlığın sahibi Allah'ım, istediğine hükümdarlığı verirsin ve istediğinden hükümdarlığı alırsın, istediğini üstün kılar, istediğini alçaltırsın; hayır senin elindedir. Sen herşeye gücü yetensin. Geceyi gündüze katarsın, gündüzüde geceye katarsın, diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü diriden çıkarırsın. Sen istediğini hesapsızca rızıklandırırsın. KURAN-I KERİM'DEKİ DUALAR-4 Al-i İmran Suresi 53. Ayet "Rabbimiz! indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Bizi tanıklarla beraber yaz." Al-i İmran Suresi 147. Ayet "Rabbimiz! bağışla bizim günahlarımızı, affet işlediğimiz taşkınlıklarımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize inkara sapan topluma karşı." Al-i İmran Suresi 193. ve 194. Ayetler “Rabbimiz! Sen bu varlığı boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi.” “ Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır.” “ Rabbimiz! Bir çağrıcının, Efendinize inanın diye inanmaya çağırdığını işittik ve inandık. “ Rabbimiz! günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et.” “Rabbimiz! elçilerine vaat ettiğini bize de ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen vaadine asla ters düşmezsin.” En-am Suresi 1. Ayet Övgü Allah’adır. O ki gökleri ve yeri yaratmıştır, karanlıklara ve ışığa vucut vermiştir. Sonra inkar edenler bunları Rablerine denk tutuyorlar. A-raf (Cennet ile cehennem arasında bir bölge) Suresi 23. Ayet “ Rabbimiz! benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız.” A-raf Suresi 43. Ayet Övgüler olsun bizi buraya ulaştıran Allah’a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. A-raf Suresi 89. Ayet “ Rabbimiz! toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen çözüm getirenlerin en hayırlısısın.” A-raf Suresi 126. Ayet “Rabbimiz! üzerimize sabır yağdır. Canımızı teslim olanlar olarak al. A-raf Suresi 155. ve 156. Ayetler Sen bizim dostumuzsun. O halde affet bizi, acı bize. Sen bağışlayanların en hayırlısısın. Bize hem bu dünyada güzellik yaz hem de ahirette. Dönüp dolaşıp sana geldik. Yusuf Suresi 101. Ayet Rabbimiz! sen bana hükümdarlık ve saltanattan bir nasip verdin. Olayların ve düşlerin yorumundan bana bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Benim dünyada da ahirette de dostum sensin. Beni teslim olmuş olarak öldür ve beni barış sever hayırlı kullar arasına kat. İbrahim Suresi 38. 40. ve 41. Ayetler Rabbimiz! gerçekten Sen bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Ne yerde ne de gökte, hiçbir şet Allah’a gizli kalmaz. Rabbim! beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumun bir kısmını da. Efendimiz duamı kabul et. Rabbimiz! hesabın ortaya gelecegi gün; beni, anne-babamı ve inananları affet. KURAN-I KERİM'DEKİ DUALAR-5 İsra Suresi 80. Ayet Rabbim! beni gireceğim yere doğruluk-dürüstlükle sok, çıkacağım yerden doğruluk-dürüstlükle çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver. Kehf Suresi 1. ve 10. Ayetler Övgü o Allah’a ki, kuluna kitabı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi. Rabbimiz! katından bir rahmet ver bize ve bir çıkış yolu lütfet işimize. Taha Suresi 25-28 . ayetler Rabbim! göğsümü açıp genişlet; işimi bana kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz, ki sözümü iyi anlasınlar. Enbiya Suresi 89. Ayet Rabbim! beni yapayalnız, bir başıma bırakma. Sen, mirasçılarım en hayırlısısın. Müminun Suresi 97. ve 98. Ayetler Rabbim! şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım. Onların başıma üşüşmelerinden de sana sığınırım. Furkan Suresi 74. Ayet Rabbimiz! eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi sakınanlara önder kıl. Şuara Suresi 83-85,87-89. Ayetler Rabbim! bana hükmetme gücü bağışla, beni gerçek ve barış sever iyiler arasına kat. Beni, nimetlerle dolu cennetinin mirasçılarından kıl. Herkesin diriltileceği gün beni utandırma. Bir gündür ki o, ne mal fayda verir ne oğullar. Yalnız temiz bir kalple Allah’a varan kurtulur. Neml Suresi 15. Ayet Bizi inanan kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a övgüler olsun. Neml Suresi 19. Ayet Rabbim! bana ve ebeveynime armağan ettiğin nimetine şükretmeme, hoşnut olacağın güzel ve hayırlı bir iş yapmama imkan ver. Ve rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok. Neml Suresi 40. Ayet Rabbimizin armağanlar vericiliğindendir bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında şükreden kendisi lehine şükretmiş olur. Kimde nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim zengindir. KURAN-I KERİM'DEKİ DUALAR-6 Ankebut Suresi 30. Ayet Rabbim, bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et. Sebe Suresi 1. ve 2. Ayetler Övgü, göklerde ve yerde bulunanlar kendisine ait olan Allah’a dır. Ölüm ötesi alemde de övgü O’nadır. Bilge’dir O, Haberdar olandır. Fatır Suresi 34. ve 35. Ayetler Övgü olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah’a. Rabbimiz mutlak Bağışlayan, mutlak Şükrü kabul edendir. Armağanlar vericiliğiyle bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz. Zümer Suresi 46. Ayet Ey Allah’ım. Ey gökleri ve yeri yaratan, ey görülemeyeni ve görüleni bilen! Sen hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyler hakkında. Mümin Suresi 7-9. ayetler Rabbimiz, Sen herşeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehennem azabından koru. Rabbimiz, onları kendilerine vaadetmiş olduğun Adn cennetlerine koy. Atalarından, eşlerinden, soylarından barışa yönelenleri de. Üstün ve Bilge olan gerçekten Sensin, Sen. Koru onları kötülüklerden. O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen. İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş. Haşr Suresi 10. Ayet Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış kardeşlerimizi affet; kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin. Haşr Suresi 22-24. Ayetler Öyle Allah ki O, tanrı yok O’ndan başka. Duyu organlarıyla algılanamayanı da, görülen alemide bilen O. Merhametli O, Şefkatli O. Öyle Allah ki O, Tanrı yok ondan başka. Hükmeden, Kutsal, Esenliğin kaynağı, İnananları koruyan, Hükmü altında tutan, Üstün, Zorlayıcı, Büyüklüğün kaynağı Allah, onların ortak koşmalarınadan yücedir, arınmıştır. Allah’tır O. Yaratıcı, Kusursuzca yaratan, Görünüm kazandıran. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O’nu tesbih eder. Üstündür O, Bilgedir. Mümtahine Suresi 4. ve 5. Ayetler Rabbimiz, Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz. Dönüş yalnız sanadır. Rabbimiz, Bizi inkara sapanlar için bir fitne aracı yapma, bağışla bizi ey Rabbimiz. Sen yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz bilgeliğin sahibisin. Tahrim Suresi 8. Ayet Rabbimiz, Işığımızı tamamla ve bizi bağışla. Sen herşeye gücü yetensin. Nuh Suresi 28. Ayet Rabbim, Beni, anne-babamı, inanmış olarak evime gireni, tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet. Zalimlerinde sadece helak ve perişanlığını arttır. Felak Suresi Yarılan karanlıktan çıkan sabahın Rabbine sığınırım. Yarattıklarının şerrinden. Çöktüğü zaman karanlığın şerrinden. Düğümlere üfleyip tüküren üfürükçülerin şerrinden. Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden. Nas Suresi İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların yöneticisine İnsanların Tanrısına. Sinip sinip gizlenen vesvesenin, o sinsi,o aldatıcı şeytanın şerrinden, İnsanların göğüslerine kuşkular, kuruntular sokar o; Cinlerden de olur, insanlardan da.

#CC0033  
   
(Gönülde bin gamım var, bunu gizlemem mümkün değil.  
  Bugün benim için ötsün kuşlar,
Ne olur bugün benim için essin rüzgar...
Çiçekler benim için açsın,yağmur benim için yağsın...
Bak şu kalbimin işine, saldı sevdayı başıma,
Bir ateş düştü ki başa tüterim kimseler bilmez!..
 
 
  "Bir güneş ışığı say güzelliği,üç renkli camdan süzülen...Hani ruh,gönül ve beden camında huzmelenen bir nur de adına...Akşam olunca çekilip güneşe geri gider ya hani ışıklar ve hani göz kapanınca kaybolur ya nurlar...Işığı da,nuru da camsız görmeye alıştır kendini...Yolda kalmamak,cam kırılınca kör olmamak için... Gel artık kardeşim,gülümseyelim ve güzellikleri görelim.Bıçağın ağzına sunulmadan ariyet güzelliklerimiz ve dönülmeyen yolculuklara çıkmadan benliklerimiz,mahşer mahşer yağmalanan imanlarımızda eriyen zamanların surlarını güzelliklerle örelim.Duyarak ve düşünerek,her ikindi güneşinin lirizmi gibi,her dolunay akşamının romantizmi gibi güzelliğe bakalım ibretle ve içimizde büyüsün bütün güzellikler.Seste,biçimde ve boyada hakikatin güzellğine bırakalım kendimizi,Mutlak Güzel'den renk devşirelim..."
*İsKeNDeR PaLa*



 
 
  "Rüzgâr değiyor alnına.
Az ötede denizi buluyorsun.
Mavi... Sessiz... Derin...
Martı çığlıkları,
Dalga çağıltıları,
Köpük köpük sevinçler...
Maviden yeni bir maviye açılıyor gözlerin.
Gökler uzanıyor ufkun ötesinde.
Ak bulutlar...
Yağmurdan haberin yok daha..."
 
Sevgi bir bakış,bir gülüş müydü bazen;bir akış,bir koşuş muydu?!..Sevgi,gönül kumaşında bir nakış mıydı?... ***  
  Sonra sustum...Suskunluğumdu artık konuşan hep durmadan..Vuslat vurgunu günlerimin hüzzam sevdalarına kulak verdi yine gönül;öylece kararsız ve yorgun...Derken bir ben kaldım tenhasında gecenin,bir de suskunluğum...  
MSJ YAZMAYI UNUTMAYIN*** 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
bana bir yalnızlık bıraktın, bütün sabahakarşılar büyüdü içimde... gözümde son bakışların kışı, içimde bütün belkilerin ilkyazı... yaşam dediğin denizi alınmış bir uçurum, kar çiçekleriyle bezenmiş mayıs tarlası ömrüm... ey kırlangıç fırtınası, ey sevgili! “buzda köz, güneşte çiy tanesi” bana bir yalnızlık bıraktın içinden kaç deniz, kaç güneş geçti... .... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol