|
 |
|
SİTEMİ ÇOK BEGENİYORUM.SİZDE BEGENMİŞİNİZDİR?İ?NŞ... |
|
|
|
" Sen bu libas değilsin:
Bil ki oldu rûha ten gûyâ libâs
Bî-libâs ol lâbisi kıl iltibâs "
|
|
|
|
|
|
 |
|
BEN BAŞÖRTÜLÜ BİR KIZIM |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm Başörtülü kızlarla birlikte acıyor içim, aynı duygu ve düşünceleri yaşıyorum.
Bayrağa sarılı yüreğimin içi tepeleme vatan dolu, sevgi dolu: Her şeye rağmen nefrete yer yok!
"Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yok.."
Barodan çıkarıldım, lojmanlardan kovuldum, okul kapılarında aylar ayı ağladım.
Çok hırpalandım, ama asla vaz geçmedim. Vaz geçemem ki, bu benim inancım, yaşam biçimim. Modacilarin sözlerini dinleyen baştacı edilirken, Allah'ı dinleyenler neden hırpalanıyor, hiç anlamıyorum?
Neden bırakmıyorlar bizi bize?
Geçenlerde annem "zihin açıklığı vermesi" için dua ederken, "Büyüklerimize de dua et anneciğim" dedim, "basiret ve şefkat vermesi için."
Belki doktor olacaktım, biliyor musunuz? Ama hep ülkemde kalacaktım, Amerika'lara filan kaçmayacaktım.
Ter kokulu amcaları muayene ederken yüzümü buruşturmayacaktım. Bebeleri öz anne şefkatiyle bağrıma basıp, en uygun teşhisi koymak için en ince muayenemi yapacaktım.
Herkese eşit davranacaktım. Şefkat ve sevgimi hiç kaybetmeyecektim. İlaç alamayacak kadar parasız hastalara yardımcı olmaya çalışacaktım. Daha sonra imkan bulursam babamın adına bir hastahane kurup fakirlere bedava bakacaktım.
Belki öğretmen olacaktım: Köy çocuklarına okuma yazma öğretecek, her gün yeni bilgiler verecektim. Bir günüm diğerine benzemesin diye kendimi sürekli eğitip yenileyecektim. "Adam gibi adam"lar yetistirecektim.
Belki hakim olacaktım: "Hakk’ın hatırı yücedir, baska hatırlara bakılmaz" kuralınca sadece Hakk’ın hatırı istikametinde çalışacak, adalet dağıtırken kılı kırk yaracaktım. Zengin-fakir farkı gözetmeyecek, hatırlı-sıradan ayrımı yapmayacaktım. "Kuvvet haktadır" diyecek, "hak kuvvettedir" anlayışına dönüp bakmayacaktım.
Belki sadece bir anne olacaktım. Anne olmak bir anlamda her şey olmaktır zaten, annelik kimliğinde her şey olacaktım. Ya da her şey olacak çocuklar yetiştirecektim. İmanlı, kararlı, kimlikli, kişilikli, namuslu, dürüst, güvenilir, çalışkan, temiz, ahlaklı, vatansever çocuklar..
Onlar zamanla Türkiye’yi yönetecekti. İşte o zaman Türkiye’de yürek krizi olmayacaktı. Yürek krizi olmayınca siyasal ve ekonomik krizler de çıkmayacaktı. Çünkü her şey yürekte başlar ve biter. Yürekler krizden arınmışsa siyaset de, ekonomi de, sosyal hayat da arınır.
Okuldan kovulsam da anne olurum elbet. Olurum, ama bilgisiz. Bilgisizliğime rağmen, acaba, istediğim seviyede çocuklar yetiştirebilir miyim?
Cok zor. Öğrenmeden nasil öğreteceksiniz?
Peki, Ecevit´ler, Bahçeli´ler, Yılmaz´lar, vsler... Okumamı engellerken, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini engellediklerini bilmiyorlar mı?
Bir gün eminim öğrenecekler. O gün tüm okulların tüm kapıları tüm okumak isteyenlere açılacak..
O günü sabırla, ama umutla bekliyorum. Binlerce başörtülü gibi...
Çünkü bende başörtülü bir kızım!..
Hatta ben bir başörtüsüyüm...
alıntıdır???? |
|
|
|
|
|
|
 |
|
#CC0033 |
|
|
|
|
|
 |
|
(Gönülde bin gamım var, bunu gizlemem mümkün değil. |
|
|
|
|
|
|
Bugün benim için ötsün kuşlar,
Ne olur bugün benim için essin rüzgar...
Çiçekler benim için açsın,yağmur benim için yağsın...
Bak şu kalbimin işine, saldı sevdayı başıma,
Bir ateş düştü ki başa tüterim kimseler bilmez!..
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Bir güneş ışığı say güzelliği,üç renkli camdan süzülen...Hani ruh,gönül ve beden camında huzmelenen bir nur de adına...Akşam olunca çekilip güneşe geri gider ya hani ışıklar ve hani göz kapanınca kaybolur ya nurlar...Işığı da,nuru da camsız görmeye alıştır kendini...Yolda kalmamak,cam kırılınca kör olmamak için... Gel artık kardeşim,gülümseyelim ve güzellikleri görelim.Bıçağın ağzına sunulmadan ariyet güzelliklerimiz ve dönülmeyen yolculuklara çıkmadan benliklerimiz,mahşer mahşer yağmalanan imanlarımızda eriyen zamanların surlarını güzelliklerle örelim.Duyarak ve düşünerek,her ikindi güneşinin lirizmi gibi,her dolunay akşamının romantizmi gibi güzelliğe bakalım ibretle ve içimizde büyüsün bütün güzellikler.Seste,biçimde ve boyada hakikatin güzellğine bırakalım kendimizi,Mutlak Güzel'den renk devşirelim..."
*İsKeNDeR PaLa*
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Rüzgâr değiyor alnına.
Az ötede denizi buluyorsun.
Mavi... Sessiz... Derin...
Martı çığlıkları,
Dalga çağıltıları,
Köpük köpük sevinçler...
Maviden yeni bir maviye açılıyor gözlerin.
Gökler uzanıyor ufkun ötesinde.
Ak bulutlar...
Yağmurdan haberin yok daha..." |
|
|
|
|
|
 |
|
Sevgi bir bakış,bir gülüş müydü bazen;bir akış,bir koşuş muydu?!..Sevgi,gönül kumaşında bir nakış mıydı?... *** |
|
|
|
|
|
|
Sonra sustum...Suskunluğumdu artık konuşan hep durmadan..Vuslat vurgunu günlerimin hüzzam sevdalarına kulak verdi yine gönül;öylece kararsız ve yorgun...Derken bir ben kaldım tenhasında gecenin,bir de suskunluğum... |
|
|
|
MSJ YAZMAYI UNUTMAYIN*** 24 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı! |